Sbarro’dan TAB Gıda’ya büyük ödül


Sbarro’nun Türkiye’deki hızlı gelişimi ve başarılı çizgisi sayesinde, TAB Gıda “2008 Franchise of the Year” (2008 Yılı Franchise’i) ödülünü almaya hak kazandı. Ödülü, TAB Gıda Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erhan Kurdoğlu ve TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici, 28 Nisan’da Türkiye’ye gelen Sbarro Dünya Başkanı Peter Beaudrault’un elinden aldı.

2007 yılında TAB Gıda tarafından Türkiye’ye getirilen ve ilk restoranını açarak faaliyetlerine başlayan Sbarro, çok kısa sürede önemli bir gelişim gösterdi. 2 yılda Türkiye çapında 47 restoran sayısına ulaşan Sbarro’nun Türkiye’deki bu başarısı yurtdışında da ilgiyle karşılanıyor. Gösterdiği istikrarlı büyüme çizgisi ve gelişimi sayesinde, her yıl bir ülkeye verilen, “Franchise of the Year” (Yılın Franchise’i) ödülünü bu yıl TAB Gıda kazandı.

Ödülü, TAB Gıda Yönetim Kurulu Başkanvekili Erhan Kurdoğlu ve TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici Sbarro Dünya Başkanı Peter Beaudrault’un elinden aldı. Astoria Alışveriş Merkezi’ndeki Sbarro restoranında gerçekleşen toplantıda, Sbarro Dünya Başkanı Peter Beaudrault, markanın Türkiye’deki gelişimini ve pazarın koşullarını değerlendirdi. Peter Beaudrault yaptığı konuşmada “2008 yılında pek çok ülke arasında sıkı bir rekabet yaşandı. Bu büyük rekabet sonunda TAB Gıda, her yıl bir ülkeye verilen, “Franchise of the Year” (Yılın Franchise’i) ödülünü almaya hak kazandı. Son 18 ay bütün dünyada, özellikle Amerika’da çok zor geçti. Bu zor ortamda bütün rakiplerimizin önüne geçtik ve şu anda fiyatların normale döndüğü günlere yaklaşıyoruz. Sbarro TAB Gıda tarafından Türkiye’ye getirildiği günden bu yana iki yılda büyük bir gelişme gösterdi ve hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’yi franchise’lar arasında birinci sırada görüyoruz” açıklamasında bulundu.


Hedef en iyi olmak

TAB Gıda Yönetim Kurulu Başkanvekili Erhan Kurdoğlu ise TAB Gıda olarak “Yılın Franchise’ı” ödülünü almaktan dolayı son derece memnun olduklarını belirtti. Kurdoğlu konuşmasında, “TAB Gıda olarak Türkiye’nin en büyük franchise kuruluşuyuz. Türkiye’de Sbarro’‘yu en iyi şekilde temsil ettiğimiz için bu ödülü aldık. 2012 yılında Sbarro ile Türkiye’nin en iyi pizza markası olmayı hedefliyoruz. Sbarro’da kullandığımız tüm ürünlerimizi Türkiye’den temin ediyoruz. Ürünlerimizin tamamında yüksek kalite standartlarında taze malzemeler ve yüzde 100 dana eti kullanıyoruz. Hızlı gıda sektörü ülkemizde daha yeni gelişmekte olan ve potansiyeli yüksek bir sektör… Bu sektörde TAB Gıda olarak payımızı koruyarak artırmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.

Sbarro Hakkında:
İlk restoranını 1967 yılında New York’ta açan Sbarro, bugün 30’dan fazla ülkede, 1000’i aşkın restoranında müthiş pizzaları, taze ve lezzetli İtalyan yemekleri ile müşterilerine hizmet veriyor.
Napolili Sbarro Aile’si lezzetli yemekleriyle, 2007 yılında Türk tüketicisine “Buongiorno” –“Merhaba”- dedi. Türkiye’de ilk restoranını üç yıl önce açan Sbarro, bugün Türkiye çapına yayılmış 47 restoranı ile lezzetseverlere her gün İtalyan pizzalarının doyumsuz tadını sunuyor.

Simit Sarayı’ndan kazançlı ve keyifli bir teklif

Kısa sürede Türkiye’nin en çok bilinen yerli fast food markalarından biri olmayı başaran Simit Sarayı, başarısını girişimcilerle paylaşıyor. Firma girişimcilerden doğru yer seçimi, mağazanın planlanması, inşaatın yapılması, personelin eğitilmesi, tanıtım çalışması, işletmecilik eğitimi ve sürekli denetim gibi hayati konularda yardımını esirgemiyor.

Ülkemizde ticaretin yapılış şekli hızla değişiyor. Ekonomimizin dışa açılmasıyla birlikte, yurt dışından her sektörde çok güçlü firmalar Türkiye pazarına girmeye başladı. Bu firmaların en önemli özellikleri güçlü sermayeleri, köklü tecrübeleri, bilgi birikimleri, rekabetçi yapıları, yenilikçi olmaları, marka olmaları, organize olmaları, agresif ve yayılmacı olmaları. Bu vasıflardan yoksun olan özellikle küçük işletmeler, acımasız bir tehdit dalgasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Küçük işletme sahipleri ne yapacağını bilemeyebiliyor, sermayeleri eriyor ve haklı olarak gelecek kaygısı duyuyorlar. Aslında, bu durum “kader” olarak görülmemeli. Simit Sarayı, “Bütün sektörlerde, güçlerimizi ve sermayelerimizi birleştirmeyi, bilgi birikimimizi paylaşmayı, ortak çalışmayı ve organize olmayı öğrenmemiz gerekmektedir” diyor. ”Küçük olsun fakat benim olsun” anlayışı yerine “büyük, güçlü ve kalıcı olsun ama hepimizin olsun” anlayışı ile hareket eden Simit Sarayı, “Unumuz, yağımız, şekerimiz her şeyimiz olduğu halde helvayı yapamıyoruz, eksik olan ortak aklı, devreye soktuğumuzda helvayı hem de en iyi helvayı yapabileceğiz” anlayışıyla hareket ediyor.



Yenilikçi anlayışın öncüsü
Simit Sarayı'nın ortaklarından Haluk Okutur, “Dünyanın en zengin mutfağına sahip olmamıza rağmen bu mutfağı iyi değerlendiremiyoruz. Küçük ve bireysel işletmelerimiz dev yabancı fast food zincirleri karşısında sürekli mevzi kaybetmektedir. En bilinen ürünlerimizi dahi bazı ülkeler sahiplenmeye çalışmaktadır. Simit Sarayı işte bu farkındalıklarla yola koyulmuş ‘simit ve çay bizim geleneksel ürünlerimizdir’ diyerek sahip çıkmıştır” diyor. Halkın gösterdiği büyük ilgi sayesinde, kısa zamanda Türkiye’nin en yaygın yerli perakende gıda zinciri ve bilinen markası olmayı başardıklarını ifade eden Okutur, “TÜBİTAK’la yapılan işbirliği neticesinde üretimin tek merkezde yapılması ve ürünlerin Türkiye’nin her köşesine sevkedilip satış noktalarında pişirilip sıcak olarak sunulabilmesi sağlanmıştır. Üretim için yapılan 20 milyon dolarlık yatırım ve yenilikçi anlayış ile Simit Sarayı bir ilki gerçekleştirmiş ve sektörün lokomotifi konumuna gelmiştir. Şu anda sektörde Simit Sarayı’nın sahip olduğu sermaye gücüne, bilgi birikimine, üretim kapasitesine, ürün çeşitliliğine, pazar tecrübesine ve marka bilinirliğine sahip başka hiçbir firma yoktur. Üretimsiz çalışabilen, çok çeşitli, küçüklü büyüklü satış noktası konseptleri geliştirmiş durumdayız. Okul, hastane, askeriye, alışveriş merkezi, metro durakları, vapurlar gibi yerlerden gelmekte olan bayilik taleplerini karşılamaya başlamış bulunmaktayız. Yaptığımız başarılı çalışmalar tüm dünyanın dikkatini çekmiştir ve bir çok yabancı ülke bayilik talebinde bulunmaktadır. Simit Sarayı, 2009 yılı içerisinde Yunanistan Mısır ve Almanya gibi ülkelerde ilk mağazalarını açarak yurtdışı operasyonuna başlayacaktır. Şu anda yaklaşık 100 çeşit ürün, gıda mühendisleri denetiminde hijyenik ve sağlıklı bir ortamda endüstriyel olarak üretilmekte ve soğuk zincirle mağazalara ulaştırılmaktadır. Böylece mağazalar üzerindeki üretim yükü alınmakta ve sadece satışa odaklanmaları sağlanmaktadır” diyor.

Kazançlı ve keyifli bir iş
Simit Sarayı bayisi olmak isteyen girişimcilere her türlü desteği sağladıklarını vurgulayan Okutur, doğru yer seçimi, mağazanın planlanması, inşaatın yapılması, personelin eğitilmesi, tanıtım çalışması, işletmecilik eğitimi ve sürekli denetim gibi hayati konularda yardımcı olduklarını belirtti. Okutur girişimcileri Simit Sarayı çatısı altında kazançlı bir iş teklifinde bulunuyor: “Sektörümüzle ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmekte ve yenilikleri bayilerimizle paylaşmaktayız. Yaya trafiğinin yoğun olduğu bir yerde mağazanız varsa ve işinizden memnun değilseniz on beş gün içersinde yeni bir işiniz olabilir. Eğer macera aramıyorsanız, boşa harcayacak paranız yoksa ve de işinizin başında duracaksanız gelin size de bir Simit Sarayı açalım. Kazançlı ve keyifli bir işiniz olsun.”

Bellona 12. yılını bayileri ile kutladı


Modern tasarımları, genç ve yenilikçi çizgisi ile ev modasının öncü markası Bellona, 12. yılını takım ruhu teması konsepti eşliğinde 800 bayisi ile birlikte Antalya’da kutladı. Bellona’nın 2009 hedeflerinin ve projelerinin paylaşıldığı toplantıdan sonra düzenlenen gala gecesinde Funda Arar ve Kubat sahne aldı.

12 yıl içinde Türkiye mobilya sektörünün vazgeçilmez markalarından biri haline gelen Bellona, Türkiye geneline yayılmış 800’e yakın bayi ve geniş ürün yelpazesi ile hizmet veriyor. 3 Ayrı entegre üretim tesisinde üretimi gerçekleştirilen Bellona, 12. yılını Antalya’da düzenlenen bayi toplantısı ile kutladı. Bellona bayi toplantsına Türkiye genelinde faaliyet gösteren 800 Bellona bayiisinin yanı sıra, Boydak Holding ve Bellona markasının üst düzey yöneticileri de katıldı.

“Bayiinin gücü ve emeği var!”
Bellona bayi buluşmasında konuşma yapan Boytaş Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Boydak “Bellona Türkiye’nin en önemli mobilya markalarından biri olarak toplam 3.800 çalışanı ile hizmet vermektedir. Türkiye geneline yayılmış 800’e yakın bayiimizi ve tedarikçilerimizi de bu rakama dahil edecek olursak Bellona 12 yıl içinde Türkiye’ye katma değer ve istihdam yaratan önemli markalardan biri olmayı başarmıştır. Bellona’nın üretiminin gerçekleştirildiği Boytaş Mobilya bugün İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin en büyük ilk 500 şirketi arasında 119. sırada yer almaktadır. 12 yıl içinde geldiğimiz bu noktada sizlerin gücü ve emeğinin yeri çok büyüktür” dedi.

Estetik, modern ve kaliteli
2009 yılında yeni birçok Bellona mağazası açmayı planladıklarını belirten Şükrü Boydak, mevcut bayi yapısını daha da güçlendirerek Bellona’nın hizmet kalitesini sürekli artırmayı amaçladığını belirtti. Toplantı sonunda 2008 yılında dereceye giren Bellona bayilerine plaket verildi. Aynı gün düzenlenen gala gecesinde Funda Arar ve Kubat sahne saldı.
Dünya standardında, estetik, modern ve kaliteli ürünleri ile oturma gruplarından panel mobilyaya, yataktan ev tekstil ürünlerine, aksesuar ürünlerinden halı koleksiyonu ve bahçe mobilyasına kadar tüketiciye yüzlerce ürünü sunan Bellona hayatı daha keyifli kılmayı amaçlayan ev modası yaklaşımını hızla hayata geçiriyor.

 
sahibim olurmusun